Anksiyeteye Metakognitif Terapi ile Farklı Bir Bakış
- Özüm Fırat
- 17 Tem
- 2 dakikada okunur

Sürekli Düşünmekten Yorgun Musunuz?
“Her şey yolundayken bile içimde bir huzursuzluk var…”
“Bir şey olacakmış gibi hissediyorum ama ne olduğunu bilmiyorum.”
“Zihnimi susturamıyorum. Sürekli olumsuz senaryolar düşünüyorum.”
Anksiyete, günümüzde birçok kişinin yaşam kalitesini etkileyen ve çoğu zaman fark edilmeden kronikleşebilen bir durum.
Peki ama anksiyete duygusu neden bu kadar yorucu?
Ve neden bazı insanlar olumsuz düşüncelerle başa çıkmakta daha çok zorlanıyor?
Bu soruların cevabı, yalnızca ne düşündüğümüzde değil, düşüncelerle nasıl ilişki kurduğumuzda saklı olabilir.
Endişe Sadece “Kötü Düşünceler” Değildir
Endişeyi genellikle “negatif düşünceler”, "vesvese" ya da “en kötüyü düşünme” olarak tanımlarız.
Oysa çoğu zaman bizi asıl zorlayan şey, zihinsel içerikten çok onunla nasıl başa çıktığımızdır.
Örneğin;
Bir düşünce zihne gelir: “Ya işten çıkarılırsam?”
Bu düşünceye hemen tepki veririz:
• “Neden böyle düşündüm?”
• “Bu bir işaret olabilir mi?”
• “Bunu düşünüyorsam mutlaka olacak demektir…”
• "Bunu önlemek için neler yapabilirim?"
Bu noktadan sonra zihin olasılıkları taramaya, geçmişe gitmeye ve geleceği tahmin etmeye başlar. Kişi kendini içsel bir döngünün içinde bulur.
Örneğin bir kişi, zihnine gelen bir düşünceyi tehdit olarak algıladığında, ona karşı sürekli analiz etme, bastırma ya da kontrol etme gibi yöntemlerle tepki verir. Bu çabalar ise genellikle zihinsel yükü azaltmak yerine artırır.
Metakognitif terapi tam da bu noktada devreye girer.
Danışana şu becerileri kazandırmayı hedefler:
Zihinsel olayları fark edip kişiselleştirmemek
Her düşünceyle başa çıkmak zorunda olmadığını fark etmek
Tehdide odaklı dikkati başka alanlara yönlendirmek
Düşüncelerle mesafeli, esnek bir ilişki geliştirmek
MKT ile Anksiyete Döngüsünü Nasıl Kırabilirsiniz?
Anksiyete yaşayan bireyler genellikle düşüncelerini “kontrol altına almaya” çalışır.
Oysa zihninizi susturmaya çalışmak, onu daha da aktifleştirebilir.
MKT size, zihnin söylediklerini bastırmadan, analiz etmeden ya da çözmeye çalışmadan sadece fark etmeyi deneyimletir.
Bu da zamanla şu değişimleri getirir:
- Endişe ve huzursuzlukla daha sağlıklı baş etme
- Zihinsel yorgunlukta azalma
- Kontrol etme çabasının yerine kabul ve farkındalık
- Düşüncelerin gelip geçmesine izin verme becerisi
Araştırmalar, MKT’nin özellikle yaygın anksiyete bozukluğu (GAD), OKB ve depresyon gibi durumlarda etkili olduğunu göstermektedir (Wells, 2009; Normann et al., 2014).
Zihniniz Konuşabilir, Siz Dinlemek Zorunda Değilsiniz
Anksiyete; düşünceleri yok ederek değil, onlarla farklı bir ilişki kurarak hafifleyebilir.
Metakognitif terapi, bu ilişkiyi dönüştürmenin etkili ve kanıta dayalı bir yoludur.
Kaynaklar:
Wells, A. (2009). Metacognitive Therapy for Anxiety and Depression. Guilford Press.
Normann, N., van Emmerik, A. A. P., & Morina, N. (2014). The efficacy of metacognitive therapy: A meta-analytic review. Depression and Anxiety.



Yorumlar