Aklınıza Gelen Düşünceler Değil, Onlara Verdiğiniz Tepki Yaşam Kalitenizi Belirler
- Özüm Fırat
- 17 Tem
- 1 dakikada okunur

Zihin, sonsuz bir okyanus gibidir; düşünceler ise bu okyanusta yükselen dalgalar...Bazıları nazikçe kıyıya vurur, bazıları ise fırtınalı gökyüzünde çarpışan dev dalgalar gibi kabarır. Ama ne olursa olsun, dalgalar geçicidir; okyanus ise derin ve değişmez kalır.
“Herkesin negatif düşüncesi vardır. Herkes bazen kendi negatif düşüncelerine inanır ve yapışır ama herkes depresyon veya duygusal ızdırap yaşamaz.”
Zihnimizde beliren düşüncelere karşı verdiğimiz tepkiler, okyanustaki dalgaların boyunu belirler. Dalgalarla mücadele etmek, okyanusun kendisiyle kavga etmeye çalışmak gibidir. Bu mücadelede yorgun düşeriz ve zihnimiz daha da çalkalanır.
Gerçek bilgelik, dalgaların gelip geçmesine izin vermek, onlara kapılmadan okyanusun sakin derinliğinde kalabilmektir. Bu derinlik, bizim özümüzdür — değişmeyen, sabit kalan, bütün fırtınaların üstünde duran.
Metakognitif terapi, zihnimizdeki dalgaları izlemeyi, onlarla bütünleşmek yerine onları gözlemlemeyi ve tepkisiz kalmayı öğretir. Tıpkı gece gökyüzünde süzülen bulutlar gibi; ne kadar karmaşık olurlarsa olsunlar, sonunda dağılarak yerini sonsuz boşluğa bırakırlar.
Bir düşüncenin zihnimizdeki varlığı bizim kimliğimiz, benliğimiz ya da değerimizle ilgili bir gerçeklik değildir. Asıl özgürlük, o düşünceye verdiğimiz tepkide yatar; ona yüklediğimiz anlamda, ona verdiğimiz dikkat miktarında ve o düşünceyi ne kadar davranışa dönüştürdüğümüzde…
Düşüncelere verdiğimiz tepki, zihinsel ızdırabın asıl kaynağıdır. Değiştirmemiz gereken şey, düşünceler değil, onlarla kurduğumuz ilişki ve onlara verdiğimiz güçtür.
Aklımıza rahatsız edici bir düşünce geldiğinde, onla ilgilenmek yerine yaşamın akışına devam etseydik ne kadar sorunumuz kalırdı?



Yorumlar